Hazmaze’nin Hikayesi: “Şıklığın Terle Buluştuğu An”

Londra’nın yağmurlu sabahlarında, üniversiteye koşarken sırtında spor çantası, içinde tutkusu vardı: spor. İngiltere'de eğitim alırken her sabah koşuya çıkan, günün yorgunluğunu terle atan ama bunu yaparken kendini aynada hiç beğenmeyen genç bir kadın vardı.

O, şıklığın hep özel anlara ait olduğunu sanıyordu. Ama neden spor anlarında da şık olmasın ki kadınlar? Neden bir kadın hem terlerken hem de güçlü görünmesin? Neden ofisten çıkıp spor salonuna giderken kendini aynaya bakınca hâlâ “ben buradayım” demesin?

İşte bu sorular, Hazmaze’nin doğduğu andı.

Hazmaze, sadece tayt değil.
Sadece spor sütyeni ya da bir eşofman takımı değil.
Hazmaze, “Ben hatalarımla, terimle, inadımla ve gücümle güzelim!” diyen kadınların sesi.

Markamızın kurucusu, İngiltere’de edindiği vizyonu, Türkiye’deki kadınların enerjisiyle birleştirerek, spor giyimde eksik olan “özgüveni ve şıklığı” tek potada eritti.

Hazmaze, sürdürülebilir üretim anlayışıyla hem dünyaya hem de sokak hayvanlarına karşı sorumlu bir duruş sergiliyor. Çünkü bizce güçlü olmak sadece kasla değil, vicdanla da ilgilidir.

Hazmaze bugün  kadınların; beyaz yakalı bir çalışan, bir öğrenci, bir anne ya da bir sporsever fark etmeksizin her anına eşlik eden enerjik bir ruh halidir.

Hazmaze, sporla şıklığın çarpıştığı yerde doğdu.
Ve artık o yerde, senin de adın yazıyor.

8 Mart Kadınlar Günü Festivalimiz